Details

Hemen anlatayım üşenmeyip girip hemen çıkan sayacımız var.
İnanlarımız inanmayanlarımız var.
Tepkileriniz var;
Uydurmasyon : Yok artık daha neler.
Sallamasyon : Sıkılamışsın kızım sen bunu.
Sansasyon : Gerçek olsaydı olay olurdu.
Kimyon : Baharat tadında.
Tepki göstermeyi unutmayın!
Sorularınız varsa da buradan alabilirim ----> http://www.formspring.me/dogalsecilim


29 Mayıs 2012 Salı

Sevgilim olsa

Açıklama yapmama gerek yok herkes sevgilisi olsa biraz mallaşıyor ben biraz abartarak mallaşıcam sanırım. Nerden geldi aklına ilk derseniz hiç bilmiyorum sanırım dizi izlerken "Kader yine yüzümüze gülmedi." dedi birisi ve aniden saçma bir gülümseme oluştu bende ve gittim
"Kader diye sevgilim olsa "Kader bana güldü." deyip ortalıklarda mal mal dolaşırdım, iyi ki yok." yazdım
sonra ayrınınca "Kahpe Kader" derdim diye düşündüm ama abartıp yazmadım gerçi mentionlarda biri yazmıştı.
Sonra birileri benim kız olduğumun falan altını çizdi o an aklıma Hakkın var mı ki benim cinsel seçimimi sorgulamaya diye geçirinceee..
"Hakkı diye sevgilim olsa ortalıklarda "Hakkımı arıyorum Hakkımı!" diye mal mal dolaşırdım, iyi ki yok." dedim ama Hakkı o kadar iyiydi ki kendime hakim olamıyor ve
"Hakkı diye sevgilim olsa "Bana Hakkımı verin Hakkımı!" diye ortalığı yıkan mal olurdum, iyi ki yok." diyerek devam ediyordum.
"Hakkı diye sevgilim olsa yemekte "Bu kimin hakkı?" diye soran anneme "Benimki değil :(" diyen mal olurdum, iyi ki yok." dedim ama ardarda sıralıyordum ilki hariç hepsini sildiğim için hatırlayamayacağım ama 5-6 tane yazdım Hakkı ile ilgili ve en sonunda ilk defa o zaman başlayacağım ama ondan sonra yapmaktan zevk alacaklarım arasında olan "kendi kendine mention atma" işine giriştim son Hakkı tweetime cevap olarak "Yeter amk bize bunu yapmaya Hakkın yok!" yazdım ondan sonra mention atan atana oldu. Çok efsane mentionlar gelmişti ya keşke o zaman bir kenarlara yazsaymışım, ama genelde herkes Hakkım olmadığını düşündü ki yoktu zaten ama @onderseren'in cevabını hatırlıyorum "yok canım bu en doğal Hakkı'n" doğal Hakkım ile ilgili mala bağlayıp cevap dönmüştüm ama tabi ki de hatırlamıyorum şu an ve o gün zıbıtmanın ötesine geçtim resmen. Devam eden günlerde "Hakkı diye çocuğum olsa "Ben Hakkımı kimseye yedirmem." der mal mal dolaşırdım ortalıklarda, iyi ki prezervatif var." dedim ki şimdi olsa iyi ki kürtaj var dermişim. Hep hakkıyla devam etmedim tabi ki..
"Yiğit diye sevgilim olsa "Yiğidin malı meydandadır" der mal gibi dolaşırdım meydanda, iyi ki yok"
"Duygu diye sevgilim olsa "Duygu seline kapıldım." diyerek aldattığını söyleyen mal olurdum, iyi ki yok."
"Yıldız diye sevgilim olsa "Benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında" deyip ortalıkta sex hayatımı konuşan mal olurdum, iyi ki yok."
"Nimet diye sevgilim olsa "Nimetle dalga geçilmez! Çarpar valla." diyen annem yüzünden dayak yememek için mal gibi evlenirdim, iyi ki yok."
"Evren diye sevgilim olsa "Evren yine mesaj yolluyor bana." diyenlerin ağzını burnunu parçalayan mal olurdum, iyi ki yok."
"Onur diye sevgilim olsa "Yeter ki onursuz olmasın aşk" diyen kızları sevgilime sulanıyor diye döven mal olurdum, iyi ki yok."
"Aslı diye sevgilim olsa "Hiçbir şey aslı gibi zevk vermiyor." diyen adamı zevkten mal ederdim, iyi ki yok."
"Evren diye sevgilim olsa "Ne zaman #evrenemesaj atsam hemen cevap veriyor." diye saçmalayan mal olurdum, iyi ki yok."
"Hikmet diye sevgilim olsa "Vardır bunda da bi hikmet" dendiğinde ortalıkta sevgilim arayan mal olurdum, iyi ki yok."
"Umut diye sevgilim olsa herkesle "puahahahha Umutsuz ev kadınları" diye dalga geçen mal olurdum, iyi ki yok."
"Deniz diye sevgilim olsa "Deniz gezmiş ölmüş" dediklerinde ben ona benden izinsiz gezme demiştim diyen mal olurdum, iyi ki yok."
"Hale diye sevgilim olsa "Şu hale bak rezillik" diyenleri "Sen kime rezil diyon lan o benim sevgilim" diye döven mal olurdum, iyi ki yok."
"Su diye sevgilim olsa herkese "Hazır ayağa kalkmışken su getirsene" deyip sevgilimi getirmelerini bekleyen mal olurdum, iyi ki yok."
"Evrim diye sevgilim olsa "Evrim yok!" diye dolaşanlara sevgilimi gösteren mal olurdum, iyi ki yok."
"Canan diye sevgilim olsa "Can mı canan mı?" dediklerinde "Tabi ki Canan oğlum napiyim ben Can'ı?" diyen mal olurdum, iyi ki yok."
"Ceza benim sevgilim olsa "Allah senin cezanı verecek!" diyenlere "Verdi ki :D" diyen mal olurdum, cidden versin artık ya."
Sildiklerimden bir kaç hatırladıklarım var ama o kadar çok yapıp sildim ki hepsini hatırlamam mümkün değil
"Seçil diye sevgilim olsa "Evrimi değil ama doğalseçilimin varlığını kanıtlarım." deyip sevgilimi gösteren mal olurdum, iyi ki yok." deyip hatta bunu bir seriyi sonlandırırken yazıp kendi kendinle sevgili olmayı düşündün ya ne diyim ben sana @dogalselection diye cevaplamıştım.
"Abdülmüttalip diye sevgilim olsa zaten malmışım zorlamaya gerek yok" yazıp bir başka seri sonunu bitirdiğimi hatırlıyorum bide
"Hakan diye sevgilim olsa "ahahahahhakanahahha" diye gülüp "sevgim gülüşüme yansıdı." der anlamayanları mal ederdim, iyi ki yok." gibi bir şey yazmıştım bunlar harici 8-10 değişik isme attım, profil takvim arkası gibi her gün yeni bir isim olarak görünmesin diye sildim ve hatırlamıyorum da insan mal olmaya görsün.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Biraz büyü dedim, iyi olur...


    Keşke bana mal mal laf eden birine "Biraz büyü be!" falan dediğim bir hikaye olsaydı da onu anlatsaydım ama başlıkta bi büyü olduğuna göre hikayede de büyülü olmalı sanki. Ne büyüsü yok öyle şeyler demeyin lan bir gün bi zombi istilası olsa zombilerin Ademle Havvası annemle babam bi kere, adımdan bile bu kadar emin değilim. Sonuçta kulağıma adımı kuzenim okumuş ve pisliklik olsun diye Fadime, Hatçe falan demiş olabilir yani demem o ki eğer mahşer günü çağırılınca gitmeyen biri olursa bilin ki o benim, eğer ki yanımda olursanız beni bi dürtün. O yüzden büyü yapılması da çok normal bence (bu arada benim şu ana kadar yaşadığım o otobüste doğmalar, erken okula gitmeler, trafik kazası falanlar filanlar ben üniversiteye gelene kadar herkesin başına gelebileceğini düşüdüğüm olaylardı, o yüzden büyünün de normal gelmesini benim CİDDEN normal biri oluşuma verebilir miyiz? Noluuuuur... beni de alın aranızaaaaa...) Nazardan bahsetmiyorum bile değmediği yeri kalmadı, adımızı kötüye çıkarıcak... hehe şaka şaka. "Bi dur lan, sen az önce büyü mü dedin!?" dediğinizi duyar gibiyim, tamam tamam meraklandırmadan girişi yapıyoruuuum yapıyoruuuuum... Annemle babamın evlenmesini istemeyen tek kişi kızından ayrılmayı kaldıramayacak olan dedem değilmiş üvey babaannem de istemiyormuş nedeni hala bilinmez. Yaaaaaptım! (şu an kendimi bi post-modern yazar sanmalar.. bi yazıya müdahale etmeler.. sonum hiç hayırlı değil, ego patlamasından bugüne kadar ölen adam olmadıysa çağırın bilim adamlarını! Bir ilke şahit olacaklar kaçırmasınlar.) Az önceki parantezde sona doğru baya abartmışım bi "Bilim adamları boş boş uğraşmasınlar da beni incelesinler beni!" diyecek kadar egom uçmuş. Şimdi de egomun uçarak gözlerden kayboluşunu izleyelim çünkü bariz belli ki bu yazıya giremedim ben.
Büyü yaptırmış üvey babaannem domuz yağını kapının arkasına sürmüş, meğer o kapıdan ilk geçene annem domuz gibi iğrenç görünüp, onun gibi leş kokacakmış. Nasip bu ya dedem girmiş (baaaak yazı nası kaybetti haysiyetini falan büyü dedim nasip dedim nası inanılıcaksa artık, büyünün ne işe yaradığını falan söyledim bildiğin supernatural'da hayalete tuz atmalar falan gibi oldu bu ya) Hay post-modern olma çabası gösteren kafama kafam girsin emi bu yazıya ne zaman girebilicem bakalım..
İyi ki babam girmemiş yoksa bugün burada deli gibi saçmalayan bi manyak olamayacakmış ciddiyim. Dedem annemden nasıl nefret etmiş, nası nefret etmiş anlatamam (şu an "Nası nefret etmiş?" diye soran biri varsa aramızdan ayrılabilir mi? bi bitmediniz amk) O büyü tutmuuuş.. sonra o yağı bularak büyüyü bozmuşlar, o adam bana kalkmış hala nası nefret etmiş diye soruyor ya, terbiyesiz! (amk diyen birinin olup olmayan birine terbiyesiz deyişine hak verdiniz, aferin al beyninizi de böyle yıkıyorlar.)
Egom kaybolmamış arkadaşlar şuna bak sizin beyninizi saniyede yıkayabileceğimi düşünmeler falan yok yok yazarken sizin ne düşünüceğinizi bildiğimi sanmalar falan beni buradan alınız.

     Kardeşimi bıçakladılar dicem "Noluyo lan? Bu konuya nereden geldik? Bu kız cidden giriş yapmayı beceremiyor amk bide egosu falan saçma sapan artıyor." diyeceksiniz ama bilmiyorsunuz ki bıçaklatmak diye bir şey var kurşun döktürtmek gibi. Ben kurşun döktüler demek gibi bıçakladılar deyince öyle pat diye konu değiştirir gibi oldu peki kardeşimi neden bıçaklattık (aslında benim hayalimi gerçekleştirmeye gittik, başarısız bir operasyondu... üzgün surat) Çocuk 7 aylıkken "3 yaşında mı bu?" derlerse nazar değer tabi, onun hatası. Annem 8 saat salladı dizinde uyutmak için ama nafile. Oyuncaklarımı falan kırmıştı sinirden ya o derece illallah demiş kadın. Biri dedi bu çocuğa nazar değmiş diye ben de o zamanlar her insan gibi nazara falan inanmıyorum (yaş 5 neye inandığımı nası hatırlicaksam, sallıyorum bildiğin) Bizde gittik bıçaklatmaya (ben bıçaklasaydım mutlu bir son yapabilirdik bu yazıya... üzgün surat) Hayır daha girişi yapmadan mutlu sonu nası yapacapımı merak edenlere +1 ekleyeyim mi senin için?

13 Mayıs 2012 Pazar

Paralel ama nereye?

Paralel evrendeki Seçil'i çok kıskanıyorum şu an çünkü bu pazar annesinin öpüşüyle uyandı ona özel hazırlanmış bir kahvaltıya... Aslında ona özel değil anneler nasıl başarıyor bunu bilmiyorum ama eşlerine de çocuklarına da ayrı ayrı aynı kahvaltıyı ona hazırladığını söylese ikna edebilirler gibi.
Hiçbir zaman ama hiçbir zaman annem ve babam gibi mükemmel bir ebeveyn olamayacağımı düşünüyorum... ben benim çocuklarımı onlar gibi yetiştiremem, isterim ama yapamayacağımdan da adım gibi eminim. Gerçi paralel evrende adım da değişiktir belki ne dersin ha? Belki de orada annem babama "Bekir annenin adını koyalım mı?" dediğinde babam "Hanım gün gelir kızıma kızarım, bağırırım anneme bağırıyormuşum gibi hissederim kendimi, kötü olurum." dememiştir de "Annemi çok severim kızımı da çok seviceğimi biliyorum, neden olmasın?" demiştir. O zaman ordaki Seçil'in adı Ziynet. Ziynet'in aklına ben gelmiyorum şu an çünkü o annesine sarılırken onun kokusunda kaybetti kendini...
"Neyse ki boşta bulunmuşum yoksa kendimi kaybedecektim" diyorum bense ve onu düşünüyorum. Kendimi düşünmüyorum, düşünsem böyle yapmam çünkü, duygusallık modumu açıp yazı yazmaya kalkmam, ağlayacağımı bilirim. Gider amuda falan kalkarım ya da uykuya dalan Murat'ı kaldırıp "hadi bir yerlere gidelim" derim en azından "Candan Erçetin - Annem" şarkısı hariç bi şarkı açmaya kalkıp parti moduna falan girerim. Parti moduna girmeme gerek yok boş boş Budapeşte sokaklarında dolaşsam bile kendime gelirim hemen, Prag'da çok güzel gelmişti bunu yapmak, gerçi canımın sıkkınlığı yoktu. Şimdi de yok sadece annemin o gülüşünü, kahkahasını özledim tabi bunda 15 gündür onun sesini duyamayışım da var.
Ziynet şayet ki beni kıskanıcaksan sende şu yolculuk yüzünden kıskanabilirsin canım ben olsam beni kıskanırdım gibime geliyor o yüzden izin veriyorum sana da. Ben yolculuğun yarattığı özlemden kıskanıyorum sende yaşadıklarımı yaşayamadığından kıskanabilirsin gibi gayet adil bence. Peki diğer paralel evrendeki Seçil ne yapsın kopenhang'a gidip roller coster'a binmeyi denemeyen... Yok ya öyle bir Seçil hiçbir evrende yoktur sanırım varsa da atsın kendini Tuna nehrinden ama başka bir evrende Murat'ı ön koltuğa binmeye ikna edemeyeni olabilir onun için acırım ya da diğerinde treni biz gibi kapatamayan olmuştur ona baya üzülürüm çünkü treni kapattığımız için tur attığımızda dönerken "One more! One more! we are coming from Budapest!" diyip kanka olduğumuz adamları bi tur daha attırtmaya ikna etmiştik o şeker enerjimizle ve ikinci turda deli gibi kahkaha atma ihtimalini kaçıran bir Seçil için ağlayabilirim cidden şu an.
Serdar'ın yanına gidip İsveç'te kumu yutmasına rağmen plaj voloybolu oynayan bu evrendeki Seçil tabi ki de İsveç'te rüzgarsız bir havayı yakalan evrendekini kıskanıyor. Hele İsveçteki erkek turnuvasına katılmasında sorun yok denilen diğer Seçil'i evrenler arası geçişi bulup boğabilir bile.
Bir paraleldeki Seçil Ece'nin mesajlarına dönmesi sonucu Erfurt'a gidip Eceyle dağıttı bak onu da kıskanabilirim ama bu evrendeki Seçil'de gidemeyip tek başına Prag'ı dağıttı o da beni kıskanıyor olmalı bence 1-1 durumumuz yani buradan kaybım olmayabilir ama bu maçta direkten dönen çok pozisyonlar var sanırım çünkü orada yapacaklarımla burada yaptıklarım baya kafa kafaya maç götürürler. Bugünkü Seçil ise tek Ziynet'i kıskanıyor annesinin kokusunu içine çekebildi, kahvaltı da kardeşiyle sessizce "patates ve domatesten daha çok ben yemeliyim!" yarışına katılabildi ve babasını kahvaltıya kaldırırken babasının "Hmmmm" sesiyle elinin 5 parmağını da açarak 5 dakika daha anlamındaki mesajını tınlamayıp onu dürtebildi diye. (laaaaan babamı faceden dürtsem aynı etkiyi yapar mı acaba bi deniyim mi? evet başka bir evrende mallıkta son nokta olarak bunu deneyen bir Seçil de var biliyorum.)
Şey bide tüm sezon çok iyi oynayıp avrupanın da derbi + final olduğu için merakla izlediği o final maçında zamana karşı oynamayı dahi leş eden bir takımın değilde tüm sezon şansa bala maç alıp finalde iyi oynayarak avrupa tarafından kupayı almayı hak eden taraf olarak Fenerbahçe'nin gösterildiği bu evrendeki Seçil tabi ki de kupayı alan evrendeki Seçil'i kıskandı dün. Hatta 1-1 ile kupayı Galatasaray'ın aldığı evrendeki Seçil'i bile kıskandı en azından bir oyun gördü diye ama maçı alarak kupayı alan Seçil'in haline çok acıdı öyle bi durumda olmayı hangi tecrübeleri atlatarak o güne gelmiş olsa da kaldıramayacağına emin çünkü.