Details

Hemen anlatayım üşenmeyip girip hemen çıkan sayacımız var.
İnanlarımız inanmayanlarımız var.
Tepkileriniz var;
Uydurmasyon : Yok artık daha neler.
Sallamasyon : Sıkılamışsın kızım sen bunu.
Sansasyon : Gerçek olsaydı olay olurdu.
Kimyon : Baharat tadında.
Tepki göstermeyi unutmayın!
Sorularınız varsa da buradan alabilirim ----> http://www.formspring.me/dogalsecilim


30 Nisan 2012 Pazartesi

Gidiyorum ama

BU YAZI ZAMAN AŞIMINA UĞRAMIŞTIR!


Bilenleriniz var, bilmeyenleriniz var (bilenler bilmeyenlere, bilmeyenler hiç haberi olmayanlara askldksjd) neyse hayatlar ben bi tur yapayım diyorum.
Şu an Aarhus'ta Danimarka'dayım (bilgilendirici bilgi)
Kopenhag - Malmö -Göteborg -Budapeşte -Prag -Erfut (Göteborg İsveç'te, Almanyadaki Göttingen oha bildiğin bilgilendirici bilgi oldu bu) genelde arkadaşlarımı görme amaçlı (sırf eğlencesine) bi dolaşıp geleyim diyorum. Yani 16 Mayıs'a kadar yokum, nete giremeyebilirim, twitter dili ile konuşursak bu bensiz 3 pazratesiye denk geliyor (bugün arkadaşlarımla burayı gezmeyi planladığım için bugünü de saydım) Ben yokken tweetlerine öldüğüm insanların tweetlerini çok özlicem, bilemedim buraya yazsam mı ama okuldan arkadaşlarım hariç takip ettiğm herkesin tweetlerini çok beğeniyorum zaten, uzun uzun yazmayayım dedim. Ya da yazayım yaaaa


tekerleklibavul ve littleiv3 mentionlaşmalarını + bloglarını,

parantezicleri ve dogalselection mentionlaşmalarını + onu,


gokcicim ve pakiteysis aşkını + gokcicimi,


onderseren ve dogalselection'ın mentionlarındaki sevmedikleri onderseren ve dogalselectionı,


enamuplatonick ve coolboregi'nin duygusallığını,


cekirg ve parpali_ ve turas_'ın ev hallerini,


kanimbozuk ve nedmerdo ve domalanmantari ve ilkeradam'ın gece olduğunu anlamamı önleyen, timeline'ın sürekli akmasını sağlayan tweetlerini,


afakankafa ve farukken ve emrahakdamar ve hoffmansrule ve omerylmz'un kelime oyunlarını,


bazenoyleolur'un tumblr şarkılarını ,


cansuylm'un beklenmedik anda takla attıran tweetlerini,


paccoz vs adamfrody yarışlarını,


oturbikonusalim tespitlerini,


thegodjr'ın kompozisyonluk tweetlerini,


ludwannabe'nin via yaratıcılıklarını,


senbaksanabana ve gelbikonusalim ve biaragoruselim'in muhabbetini,


digitalcilek ve mecnunsuzleyla ve zehraburda_ ve _klostrofobik_ gibi geyik muhabbetleri de,


pardonkimsiniz ve saydamtabaka gibi baştan beri müptela olduklarımı,


deliyevurdum ve zibarist ve enessafak gibi yeni favorilerimi,

beni benden iyi anlatan benturkkizi'nı,


mbtela ve dildoktoru ve delizırvasi gibi çok yeni olup çabuk alıştıklarımdan olanları,


sn1907 ve ilknuurcan ve nymphiedmybrain gibi cici kızları,


cattchman ve oklavalizebani ve terbiyelimben ve pis_ceyar gibi adamları,


nebussimdi'nin ADETA'larını,


mugenaz'ın şiirler programını,


panteremel ve neyzen_teyfik ve baknediom ve yokartiksende ve sarhosadam ve kebaboloji ve havaryutuday ve tespitenadam ve kirazlipastam ve ekinoksan ve sokakjargonu ve yazargecerim ve otobus_muavini ve yasinkosee gibi timeline'ımda olmalarını çok sevdiğimi favorilerimle belli ettiklerimi çooook özleyeceğim.

Döndüğümde bu adamlardan biri hesabını kapatırsa Halil Sezai'nin sevgilisi olup ülkeyi toplu intihara sürükleyeceğim nokta bir bir bir ünlem ünlem ünlemler topluluğu.

28 Nisan 2012 Cumartesi

Var mısın iddia'ya...

Yok canım iddaa değil onun öyle yazıldığını da biliyorum hem hıh. Yalnız anlatacağım olay iddia ile değil ladesle alakalı tribi de attım onu nası bağlicam merak içindeyim. Merakla bekliyorum... ve ciddi ciddi bekliyorum şu an bağlayamadım. Aniden lades mi oynasak dedi Ahmet
(Aniden giriş mi yapsam dedi Seçil)
sınıfça ladese girdik, o gün girdiği tüm ladesleri kaybeden Ahmet centilmen sayıldı (bu yazıya girerken aklını kaybeden Seçil resmen deli sayıldı) 
"Yüzünü görünce aklıma lades geliyor." diyen birine "Aklımda." demeden verebileceğim tek şey tavsiyeksjdhjkad vermek çok sakat kelime kızım dikkat et (oha abi bu yazı gitmicek sanırım) Yapabileceğim hiçbir şey yoktu ne dersem aklımda aklımda...
-Ceketin nerde?
+Aklımda
-Ders nerde?
+Aklımda
-Hayatın anlamını çözdüm formülünü veriyim mi?
+Aklımda (şebeklikten ölücem bi gün ya da Aydın buları okucak ve beeeen havaya uçmuşum) (heee gülüm mutluluktan Aydın beni okuyor diye yoksa bana vurup beni havaya uçurabilecek biri değil, cidden değil ama)
Kapıyı falan tıklamadan daldı biri içeri Seçil Keçiborlu'ya uçak düşmüş (Türkiye'de tek kükürt çıkartılan yer olarak bilinen Isparta'nın bir ilçesi olan bu ilçemiz adını 1. Dünya Savaşında Fransızların saldıracağı bir gece keçilerin boynuzlarına meşale bağlanarak çok bunlar diye kaçmalarını sağladıkları için kasjdhjkhasd valla bilmiyorum bu hikaye doğru mu ama ben uydurmadım bi yerden duyduğuma eminim iyi de buralara nereden geldim ben yaaaa) işin özü küçük bir ilçe işte (heee konuyu uzatan ben değilmişim gibi toplama çabalarındayım vay bu yazı hala okunuyor mu ya) uçak düşse yaşayan birinin olma ihtimali yok, annemleri arıyorum "Sinyal sesinden sonra mesaj bırakınız." diyor gel de telaşlanma. Evet arkadaşlar hatırlıyorsunuzdur 6 tane fizikçiye düzenlenen suikast hikayesi bu (var mısın iddia'ya bence değil) Neyse ki hatlar yoğun olduğundan öyle olmuş ama 10 dakikada tüm senaristlere taş çıkartabileceğimi o gün anladım. Ve sabah ilk dersine sınav koyulan çocuğun dramı filmi ile hayatıma devam ettim (bu yazı nereye gidiyor allah aşkına biri beni durdursun) 
Sınavlarda ek kağıda çözerdim ilk soruları sonra o kağıt sınıfı dolanır sona doğru bana geri gelirdi, optik sınavımız var, aklımın başımda olmadığı üşenmeyip herkese boş kağıt vermemden belli. Yerime oturacakken Aydın kağıtları küçük küçük parçalara bölmüş "Al Seçil bunlara optik sorularını çizersin." dedi "Aaaa çok iyi etmişsin Aydın ölsem aklıma gelmezdi bu bak." dedim yerime oturdum. Herkes bana bakıyor bir şeyler diyor ama benim aklım ya bizimkilere bir şey olsaydı, o uçakta kimler vardı acaba, hiç mi kurtulan olmamış ki sorular ile cebelleşiyor, uçmuş gitmişim yani duymuyorum kimseyi. Meğer Aydın "Lades" demiş "Seçil" demiş "Ladeslendin." demiş yooook duyan yok. Ama haksızlık değil mi hem kopya alacaksın benden hem ödülü derdim yoksa kabul ettirmezdim ben onu. Aklımda sürüsüyle soru varken "Aklımda" diyemem tabi derdim. Merve dürtüp "Seçil ladeslendin." dediğinde "Kime? Ne zaman?" diyecek kadar uçak var aklımda. Seda'nın kuzeni babaannesinin cenazesine geliyormuş vefat etmiş, o ailenin hali nedir diye düşündük, evet suikastti kim ne derse desin bunu savunurum, haberi yapan muhabirin uçağı kaçırması bile insanı bi düşündürüyordu (-o uçak kazasının hikayesi dedim dedim inanmadın bak ne oldu şimdi? +bi daha düşün bence) 

21 Nisan 2012 Cumartesi

Mavi göz, bitti söz

Gözün dibi, bakışın etkisi... Yok yok böyle şeyler anlatmicam ama dur ya ordan da gideri var gibi konunun. Şu an 1.5 yaşında olan bir kuzenim var (yok yok incitter'da şurada burada terbiyesizce konuşan kuzenim o değil) Bu sıpa ile anlatılmaz bir ilişkimiz var. Elinden tutularak yürüdüğü zamanlardaydık, annem biberonuna portakal suyu koymuş; bu bi yudum bana içiriyor, bir yudum kendi içiyor (hayır gel de evlenme böyle adamla neyse) bitirdik meyve suyunu sonra bana öyle bir baktı ki.. nasıl anlamlı anlatamam.. elimi tuttu (yok lan aile içi çarpık ilişkilerimiz yok o kadar avrupai değiliz) resmen "Hadi beni yürüt o kadar rüşvet verdim." diyor. Nası reddedebilirsin ki adam zeki de. Hem de nasıl zeki; bir gün ağlıyordu dedim ki "O güzel gözler ağlamak için mi yaratıldı?" baktı bana ve sustu şimdi hanginize desem susarsınız ki (sonra gel de bu adamla nikahı basma neyse)
     Ev ahali olarak kuzene aşığız (bizde aşık kuzen değil öle "Seni seviyorum." yazdıktan sonra kuzen yazmış yok, biz kuzene aşığız) (hiç çarpık ilişki yokmuş amk ama normal olmadığımızı biliyorsunuz nasılsa yadırgamazsınız siz)
Ama o bana aşık, hem de öyle böyle değil. Cam açıyoruz beni öpücek diye bilgisayarı öpüyoooooo (sonra gel de balayına çıkma bu adamla neyse) meyve yedirmeye çalışmalar, oyuncaklarını vermeye çalışmalar..
Allah'ım tam bi şebek. Arada bi laptop'ın yanına gidip, kapağını açıp sonra dudak büzüyormuş ben yokum diye (sonra gel de o ağzını yeme bu adamın neyse) 
Ben baya baya aşkımdan ölüyormuşum yaaa...
     Tabi annemde aşık olunca torun sevdası ile doldu kadıncağız ve kardeşimle bana "Ben 'Bi kardeşiniz daha olsa nasıl olurdu?' dediğimde karşı çıkmayaydınız." diyo, mavi gözlü, aynı kuzi gibi torun istiyormuş. Ee ne var ki bunda bunu her anne söyleyebilir diyor olabilirsiniz ama arkadaşlarım "Aman Seçil Danimarka'ya gidiyorsun bak
use protection!" derken anneme "E Danimarkadakilerin genlerine işlemiş mavi göz bari oradan yapayım da ihtimalleri arttırayım" dediğimde "Tamam çocuk oradan, baba buradan olsun" cevabını vermesi de mi normal he?
(sonra gel de bu anneye tapma neyse)

19 Nisan 2012 Perşembe

Önemli olan o değil

Nasrettin Hoca eşeğe ters binmişmiş eee ne var yani biz bisikletin arkalığına ters binerdik, sırt sırta verelim diye (nedeni şu an uydurdum sadece eğlenmek içindi ya) O bisiklette ne akrobatik hareketler... El salmak falan mesele değildi, pedalları arkada oturan çevirirken el salık gitmek işte o marifetti, eller salık iki delinin birbirini öpmeye çalışması işte o manyaklıktı, bisikletle kaykaydan inmek işte o salaklıktı (bunu yapan tabi ki kardeşim) 
Bisiklet kullanmak çocukluktu, 7.sınıfa gelmişiz artık çocuk değiliz (ben de 11 yaşında artık büyüdüğünü sananlardanım) motosiklet kullanmaya başlamanın vakti gelmişti. Bindik Sevalle gidiyoruz gayet, bisiklette denge sağlamayı elimizi sallasak ellisi der gibi yaptığımızdan hiç sorun olmadı, dönüşe geldik e ben dönerken elimi bisikletteki gibi arkaya doğru döndürünce istemeden motora gaz vermişim (evet bazen insanları da istemeden gaza getiriyorum sonra yazık oluyor) çöp bidonuna doğru yol alıp kaldırıma çarpıp çöplüğün dibine düşmemle annemin "İyi misin kızım?" demesi aynı saniyelerde (bu soruda 'manyamadın değil mi'nin yattığını hepimiz sezdik değil mi? hah tamam devam edebilirim) "Motoru kullanmadan çöpe atmasaydın iyiydi." diye bağırıyor babam da ardından. (yazar burada kullanıp kullanıp çöpe atan insanlardan değilim demeye getiriyor ADETA) Sonuç olarak düşmekten değil gülmekten yerlere yattığımı söylediğimde kimse de çıkıp yalancı demedi. Motor maceralarımız dakka bir gol bir gibi başladığı için efsaneleşerek büyüdü. 1 hafta olmuş kullanmaya başlayalı bizim motorun mazotu bitmiş Seval'in arkasına bindim bende petrol ofisine gidiyoruz (sanırım arkasına binmemin nedeni bu şu an hatırlamıyorum neden ben benimkini kullanmıyorum neyse) Seval "Bunda da el salabilir miyiz ki?" dedi, ben direk düşünmeden "Neden olmasın canım? Bisiklette o kadar usta biz salamayacağız da kim salacak" dedim, düşünsem tabi böyle demem gaz vermeyince nasıl gidecekse. Benden gaza getiren onay cümlesini duyan Sevalim saldı ellerini "Oooo bak gidiyoruz" dedim tabi bir süre sonra yavaşladıııııık ve yerdeyiz.
Bir de yokuş çıkarken yer çekimine yenik düşerek arkamda oturan kardeşimi düşürüşüm vardır ki tamamen fizik bilmeyişimden.
Arabaya geçince neler olacak bakalım demiyorum ve daha sürücü kursuna giderken yaşıyorum. Kırmızı ışıkta durduktan sonra 3. vitesle kaldırıyorum arabayı (ve bunu 3 kere falan yaptım sanırım kurs boyunca, bi de motordan neden böyle ses geliyor ki demen var ki takdire şayan) kardeşimle anlatıyorum telefonda baaah baaah verdiği cevaba bak "O da bir şey mi babam bugün 4'te kaldırdı." Tesadüf falan yok yaa babamın kızıyım işte hıh.

18 Nisan 2012 Çarşamba

#AnneSözleri & #BabaSözleri

Siktirin lan tabi ki de bunlar klasik sözler olmayacak zaten bıkkınlık, sıkkınlık, off poff, afra tafra o TT'den
Allah aşkına bizimkiler ne kadar normal sözler bekliyoruz ki, hani saçmalamayalım yani
Kayısı topluyoruz 3 saati falan geride bırakmışız, gören gözün hakkı var ağacı bitirselerdi keşke diye yakınmalara başlamışım, yok, ne bereketliymiş topla topla bitmiyor. Annemin yükseklik korkusunu bana ağaca çıkıp meyve toplama görevini vermek için uydurduğunu düşünüyorum yoksa camın dışına çıkıp silmesini biliyor. Yok kıyamam ya ben dengesizim garanti düşerim diye yapıyordur onu. Neyse "Anne" dedim "Ben çok sıkıldım." klasik bir anne olsa "Sıkı can iyidir, çabuk çıkmaz." tarzı bir şey diyebilir ama anne benim annem olunca..."Şapka verem mi yavrum?" dedi.
Ne o beklemiyor muydun bu cevabı valla bende beklemiyordum ağaçtan düşeyazdım gülmekten, "E ne deseydim yavrum ağaçtan inmeye dünden razısın sen." diyor bir de kadın beni biliyor abi.

Öss'ye girerken dershane hocalarının bir görevi de öğrencilerin bulunduğu okullara dağılıp sabah onları neşe ile sınava yollamak sanırım (uu tespit mespit hiç tarzım değil ya takip ettiğim fenomenlerden biri yazdı bence bu cümleyi neyse çaktırmiyim. oha baya baya belli etmişim ya) Neyse ben liseyi Burdur'da okuyup sınava Isparta'da girince bana gelen hoca falan olmadı, diyemiyorum, yani herkes o sabah kimle sınava gireceğini biliyordu da bi bana sürpriz yapmış pislikler...
Sabah hocamı bahçede görünce kuzeninin sınava gireceğini düşünecek kadar da tesadüflere inanırım neyse mallığımı hikayeye daha fazla karıştırmadan hocayla sohbete dalıyoruz. Şans bu ya hocam da Boğaziçi isteğimin tek destekçisi, "E hocam" diyor babama, garanti babam içinden hocam kelimesine küfrediyor ve "Hangi cam?" diyor ama bozuntuya vermiyor (gençlere kitlesel mesaj sakın ha!.. hocamız demeyin hele hele babamın yanında ya da ben gibi sinir olduğunuz hocalardan bahsederken özellikle diyebilirsiniz "Hangi camız?" demesi büyük haz veriyor çünkü) "Boğaziçi'ni kazanırsa ne yapacaksınız?" Bak normal baba asla şu cümleyi sınava girmek üzere olan kızına kurmaz ben diyim ha
"İnşallah kazanamaz." (laaaaan küfretmeyin babama valla kırarım kafanızı baaaak bilip bilmeden ne diyor adam hakkında, bekle bekle sabırsız) 
He yavrum he sizin gibi hocam da şok "Nası yani?" diyor babam da "Hocam bu kız ben ne desem tersini yapar manyaktır biraz ondan öyle dedim." dedi (garanti o cümle de hocam hitabı yok ve manyak yerine gerizekalı, deli falan da gelebilir hafızam o kadar iyi değil) Tabi kahkahalar ata ata girdim sınava, adam beni biliyor abi.

Öss sonuçları ben uyurken açıklanmış ve en yakın arkadaşım bakmış sonuçlara anneme söylemiş annem de demiş ki "Boğaziçi oldu demeyelim tıp oldu diyelim bakalım napıcak?" anneye bak anneye vicdansız pislik Allah'tan arkadaşım beni görünce sevinçten çığlık atarak Boğaziçi olduğunu haber verdi. Neyse ben babamın yanına haberi vermeye gidiyorum bu arada anneme de babama da yıllardır sorarım "Anne/Baba milletin annesi/babası oğlunun veya kızının bir şeyler olmasını istiyor, siz benim ne olmamı istıyorsunuz?" ya cevap alamam ya da sen ne olmak istiyorsan onu olmanı istiyoruz cevabını alırım neyse babammın yanına gittim "BABAAA" diyerek boynuna sarıldım "Boğaziçi olmuş." dedim, şimdi sakin ol ve o elini boynumdan çek dercesine beni koltuğa oturttu ve "Kızım hani sen bana sormuştun ya ne olmamı istersin baba diye" dedi, "Evet." dedim. "Ankara hukuk oluyup savcı olmanı isterdim." dedi. BAK SAYISAL OKUMUŞUM SINAVA GİRMİŞİM SONUÇLAR AÇIKLANMIŞ İSTEDİĞİM YER OLMUŞ BANA DEDİĞİNE BAK. "Baba" dedim "Savcı ne iş yapıyor?" "Cinayet minayet soruşturuyor."dedi. "İyi de baba bunu neden daha önce demedin?" dedim "Ben önceden desem sen bir yolunu bulur yine girerdin." dedi, adam babam tabi...

Heee bi önceki paragrafın sonunu buna uysun diye değiştirdim, okuyan beni biliyor abi.

7 Nisan 2012 Cumartesi

Ön yargısız olmuyor

Üniversiteye ilk gelmişsiniz, herkes hakkında içinizden tahminler yürütüyorsunuz, tabi bunlar tutunca "Ben seni ilk gördüğümde demiştim bu böyledir diye." deyip övünüyorsunuz (evet bu cümleyi kafanızı sallayarak okuduğunuzu biliyorum) kimse de çıkıp demiyor ki onlarda ön yargı (hdkjahsjk ciddi bir konuya el atıyorum sanırım neyse dur bakalım.)
"Erkeklerin en büyüğü benimdir, kızların en büyüğü de şu kız olsa gerek" diye geçirmiş hazırlıktaki arkadaşım içinden. Kendisini bildiğinden kendisi hakkındaki yorumu yanlış değil ama benim hakkındaki yorumu yanlış çıkınca ön yargının komedi halini bu yazıda işleceğiz. (şaka lan şaka ders mi işliyoruz gına geldi onlardan zaten) 
İngilizceden nefret ettiğimi bir yerlerde söylemiştim neyse geri dönüp okumanızı gerektiren bir şey değil, doğal olarak beginner kurunda başladım hazırlığa. İlk gün olunca kendimizi tanıtıyoruz hayliyle My name is cart curt gibisinden. (çok konuşma dili bir yazıya döndü bu seferde neyse hala gideri var gibi) 
Sıra bana geldi "My name is Seçil, i'm sixteen years old." dedim eğer birinin zamanı durdurup düşünceleri okuma yeteneği olsaydı (aşırı yetenekli olurdu jkahsjl) Neyse konumuz o sırada neleri okuyacağı saptırma konuyu kız.

"Abi daha 18 ile 16'yı ayırt edemiyor ya yuh amk."
"26 diyecekti sanırım."
"18'le mi karıştırdı acaba yok ya salladı garanti."
"Uyuduğu zamanları yaşına katmamış olsa gerek."

Evet herkesin aklından bu tarz düşünceler geçerken biz zamanın ilerlemesine izin veriyor ve hocanın "Eighteen or sixteen?" diye sormasına izin veriyoruz. Benim "Valla 16 hocam." diye Türkçe cevaplamamın herkesi güldürmesi beklenirken, beklentiler suya düşüyor ve herkes şok oluyor.

20 yaş ve üstü bir partiye bu sene 20 yaşında olmama rağmen kaçak giren ben 16 yaşında partilere girerken kimlik kontrolüne gerek duyulmadan çok içeri alınmıştım. Ben hariç herkese kimlik sormaları evrenden bir mesajdı sanki bir başka mesaj ise akbilimde 90'lı yazmasıydı, "Abi kimliği unutmuşum ama akbilsiz olmuyor İstanbul'da" diyerek akbili sadece otobüs girişlerinde değil başka girişlerde de kullandığım doğrudur.

3 Nisan 2012 Salı

Anormal olan çözüm değildi

Televizyonda bir haber "Kürt sorununa çözüm bulundu." Aç dedim sesini babama aç aç (yalan lan neden böyle bir şey diyeyim o kadar manyaklaşmadım daha durun.) Adam neyin nesiydi bilmiyorum ama bi yerin Akp temsilcisi. Çözüm şu: Herkes 3 tane kürt kuma alırsa türkleşirlermiş. Çekirdek yiyorum tüh dedim tükürdüm. (yalan lan) 
Ankara'da yaşayan normal bir aile olsak tepkimiz;
"Gerizekalı la bu!" olurdu.
Paris'te yaşayan normal bir aile olsak tepkimiz;
"Türk değil mi işte" olurdu.
Göteborg'da yaşayan normal bir aile olsak tepkimiz;
"Göte gelecek bu adam" olurdu.
Survivor'da yaşayan normal bir aile olsak tepkimiz;
"Ben ülkemi içindeki bu mallarla özledim." olurdu.
Ama biz oralarda yaşayan NORMAL bir aile olamayınca;
"Bu adam yeteneksizsinize katılsa 3 Evet'le yollardık" dememe kalmadan
"Bekir şöyle eli iş gören iki üç kuma getirsen de şu ev işlerini yapsalar. Ben de paşalar gibi şu köşe de otursam." dedi annem
"Ben anlamam hanım." dedi babam "Sen bul ben getireyim."
Düşünsene hem kürt sorununu çözücez beraber hem paşalar gibi keyfimiz olacak, hayat bize güzel lan.
Eğer kocam olacak o herif bu yazıyı okuyorsa bende kuma istiyorum yoksa sen yaparsın tüm ev işlerini diyeyim ha bak işte buraya yazıyorum. EVLENEMEDİ