Details

Hemen anlatayım üşenmeyip girip hemen çıkan sayacımız var.
İnanlarımız inanmayanlarımız var.
Tepkileriniz var;
Uydurmasyon : Yok artık daha neler.
Sallamasyon : Sıkılamışsın kızım sen bunu.
Sansasyon : Gerçek olsaydı olay olurdu.
Kimyon : Baharat tadında.
Tepki göstermeyi unutmayın!
Sorularınız varsa da buradan alabilirim ----> http://www.formspring.me/dogalsecilim


31 Mart 2013 Pazar

Var mısın beyin fırtınasına?

Padişah mahkumların olduğu hapishanede gezerken herkese "Senin suçun ne?" diye sorar, herkes "Ben suçsuzum, ben hiçbir şey yapmadım padişahım, nolur beni çıkarın." diye yalvarır. Adamın birine gelirler adam başlar saymaya "Ben 5 kadına tecavüz ettim, yok 14 adamı bıçaklayarak öldürdüm 7 ev yaktım...." tüm suçlarını sayar, adamı çok dürüst bulan padişah adamın cezasının yarıya indirilmesini ister, ama bir bakarlar ki cezası müebbettir. Cezayı yarıya indirmezlerse kafalarının kesileceğini bildikleri için çözüm üretmeye başlarlar;
Ortalama bir insan ömrü 70 yıl olsa adam zaten 45 yaşında kalmış 25 sene 12.5 yıl yatsın gerisini dışarıda yaşasın diyen olmuş. Ama o adamın cezasının yarıya indirilmesi gerek sonuçta kim garantileyebilir ki adam 70'inde ölecek diye, aralarından biri ben 70'ine gelince adamı öldürürüm demiş ama ya adam 70 yaşına kadar yaşamazsa demişler. Sıçık durumdalarmış yani, sonra biri demiş ki;
"E adam bir gün içeride yatsın bir gün dışarıda gezsin ."
Aynen öyle yapmışlar peki şimdi size yeni bir soru öbür tarafta cehenneme gittiniz diyelim ve cezanızın yarıya indirileceği söylendi bir gün cennette bir gün cehennemde geçirecekmişsiniz, kabul eder miydiniz?
Tabii ki de kabul ederdiniz her gün cehennemde kalmaktansa iyidir, ama matematikçi biri cezanın yarıya inmediğini cehennemde geçirdiği sürenin hala sonsuz olduğunu (sonsuz/2 = sonsuz) iddia ederek ve hatta kanıtlayarak ya Allah'a şirk koşmadan full cehennemde kalacak ya da bilmiyorum belki Allah katında bu sorunun da cevabı verilecektir. 
Diğer bi güzel sorumuz ise Hilbert'in sonsuz odalı oteli
Hilbert'in sonsuz odalı bir oteli vardır, ve içinde sonsuz tane müşterisi vardır yani otel tamamen doludur, bir müşteri daha geldiğinde ibert (trakyalı oldum amk) napar?
Siz olsanız napardınız dedim twitterda ve şu mentionlara takla attım
@cnmslmamk : götüme sokarım.
@nutabella : önce tipine bak sonra başka yerlere bak sonra tekrar tipine bak yolla benim odaya.
Ama doğru cevap tabii ki bunlar kadar eğlenceli olmayacaktır
Oteldeki herkesi bir oda yana kaydırır yani 1'deki 2'ye 4'deki 5'e 2398475'deki 2398476'ya geçecektir ve ilk oda boşalacaktır ve otele bir kişi daha alabilecektir, aslında oteline sonlu sayıda gelen misafirleri kolaylıkla alabilecektir mesela 1000 kişi gelsin o zaman 1 numaradaki adamı 1001'e yollar ilk 1000 oda açılır.
Peki sonsuz sayıda daha müşteri gelse HAYIR mı desin ADAM KÂR PEŞİNDE
Herkesi iki katına yollar yani 4'teki 8'e 8'deki 16'ya bla bla bla. Çift sayılar sonsuz olduğuna göre oteldeki ilk sonsuzu o odalara doldurup tek sayılara ise yeni gelen sonsuz müşteriyi sığdırabilecektir.
Bu görsel anlatımı da ekleyeyim http://youtu.be/faQBrAQ87l4
Peki ya sonsuz sayıda sonsuz müşteri gelse napardı?
Bu üsttekileri sindirin de bunun cevabını yorumla sorun ordan cevaplayayım hem düşünürsünüz üzerine biraz.




31 Ekim 2012 Çarşamba

Hoşgeldin, TOPRAK AMCA

2 sene önce bu aralar dedem faaliyette olmalı ki babannemden 15 aylık bi amcam var şu an. Babannem derken babamın annesi babam annemle evlenmeden önce vefat etmiş, Allah sevdiklerini erken yanına alır derler. Tamam hamile kalan dedemin ikinci eşi ama bu bayram ilk oğulları olan Yılmaz amcam (27) (oha şüpheli şahıs gibi oldu neyse) evlendi hatta düğününe gittik. Biz gidip TOPRAK AMCAMI görene kadar şaka falan diye düşünüyorduk. Bu bayram siz ne vahşetler gördünüz bilmem ama ben babannemin amcamı emzirişini gördüm. Düğün telaşesiyle pek anlatamadı ama meğer hamilelik testi yapmış pozitif çıkmış ve doktora gitmiş. Doktorlar rahim kanseri olduğunu, testin o yüzden yanlış olabileceğini söylemişler. Dedemler bize o yüzden hiçbir şey dememişler. Evet kanser varmış ama orada fidelenen bir Toprak amca da varmış (amk sanki masal anlatıyorum, ama masal gibi gerçek ya) Hatta doğum bilmem kaç saat sürmüş, videoya almışlar, mucizevi bebek ilan etmişler amcamı. Bizi aniden arayıp bebek olduğunu söyleyince biz tabii ki de inanmadık ama yani dokuz aydır hamileyim lafı bile yok aniden bi çoçuk peydahlanmış falan. Hayır ilk yazılardan beri okuyorsanız biliyorsunuz nerde bi imkansızlık orda bizden bi aile ferdi.
Fotoğraf iki kardeşin ve sağdaki babam, gerçekten şaka gibi.... Adam tam bi amca değil mi babamın omzuna elini atmış falan. Nys snrm bn kfyı ydm...

27 Eylül 2012 Perşembe

Neydin ne oldun be twitter

     Jay Leno ve Conan o'brien izlerken twitter diye bir sitenin açıldığını ve sevdiğim (dibimin düştüğü) artistlerin orada hayatlarına dair şeyler paylaştığını öğrendim DURUR MUYUM hemen açtım bi hesap ve komedyenlerinden tut yakışıklı yabancı taş adamlara kadar bir sürü kişi takip ediyorum (40)
    Türk kullanıcıların orada olduğuna dair hiçbir fikrim yok, okulda arkadaşlarım eklediler onlarla da takipleştik ama tüm muhabbet dersler ve sınavlar. Sürüsüyle mention ve hepi topu 20 arkadaşım olsun yani o kadar takipçim var, ve bir gün beni "NEED A RT" takip etti belki biliyorsunuzdur fotoğrafında twitter kuşu var. Benim aklımdan geçen düşünceler abartısız şöyle;
"Aaa benim rt'ye mi ihtiyacım varmış, e iyi bakalım."
     Hani uykuya ihtiyacı olan şu oyuncağımız vardı ya neydi adı? Küçük bişi, besliyorduk falan
SANIRIM BEN BÜYÜYEMEMİŞİM VE TWİTTER'I ÖYLE SANIYORUM neyse tabi ben geri dönmeyince unfollow etmiş beni ben diyorum ki;
"Oooo iyi iyi, ihtiyacım gitmiş demek ki."
Ben anasayfadan başka hiçbir yere tıklamadan (dm ve connect) yıllarımı geçirmiş olabilirim. Ve bir gün "BUNUDARTLEMELİ" takipledi ve ben "Neyiiiiiii?" dedim, takip edip Türk kullanıcıların yaratıcı tweetler attığını gördüm.
      Liseden bir arkadaşım var "SAYDAMTABAKA" onun "Rtleyip de takip etmeyen insanlar da gösterip elletmeyenler gibi" tweeti üzerine "Ohaaa birinin rtlediğini nereden biliyoruz ki" dedim, ilk defa connecte girişimdi.
     İlk mentionımı "PARANTEZİÇLERİ"ne atmıştım bir tweeti vardı 0 noktasından düşmekle ilgili ve ben de mention atmıştım 0 noktasından düşülmez ki diye bana mention dönmeden tweeti düzeltmişti "Haaa dedim demek ki insanlar mention atmıyorlar." ona olan ikinci mentionımda da nette değilmiş sonra yazmış ve ben görmeyince silmiş ben bunu aylar sonra mailime girdiğimde öğrenmiştim.
     Benim için rt'nin hiçbir mantığı yoktu, zaten takipçilerim sınıftakilerdi ve tweet okumuyorlardı ben bir sonraki gün derste yine bıdı bıdı şunu yazmış diye söylüyordum =) mention çok kıymetliydi sevdiklerime mention atardım, güzel olup da o kadar da aklımda tutamayacaklarımı rtliyordum sayfada dursun da hatırlayayım diye. Ve bir gün "UZAKTANKUMANYA" "Mention atmak her zaman ben burdayım demek değildir." diye bir tweet attı ve ben "Oha mention ben buradayım diye kendi gösterme anlamına mı geliyor?" dedim ve bir daha çooooook gerekli olmadığı sürece ilk mentionı atmadım, hele takip etmediklerime GENELLİKLE atmam. Ama ben bana mention atan takipçilerimi hiç de o gözle görmüyorum çünkü genelde içten ve çok mantıklı mentionlar geliyor. Hatta hep metionlaştıklarım var, onlar uzun zaman yazmayınca meraklanıyorum.
     Yani demem o ki "Yine Feyzioğlu yine sıçtın mavileri" tweetinden buralara baya yol katetmişim ama benim attığım bu ilk tweet bile rt almış, takipçinin isteğine göre tweet atma doğuştan yetenek bende sanırım.
 
 


25 Temmuz 2012 Çarşamba

Kertiğim...

Ultrasonda hareket çekerek erkek görünmüşlüğümü hatırlatarak başlıyorum, otobüste doğduğumda babam halamları aramış ve "Biz valizleri unuttuk, hanım yolda doğum yaptı, siz valizleri karşılayın sonra biz oğlumuzu alır geliriz." demiş. Ta ki halamlara varınca benim kız olduğumu gören kuzen "Alın götürün çöpe atın bunu." falan demiş, bizimkiler dinlemeyip eve getirince ağzıma tükürmüş ki ona benzeyeyim erkek gibi kız olayım. Ağzıma tükürmesi veya ultrasonda hareket çekmem ikisinden biri benim "normal kız" kategorisine girmemi engelliyor ama bu anormal olmamdan da olabilir. Neyse benim kuzen bunla da yetinmemiş kulağıma adım üflenirken tutturmuş ben üflicem de ben üflicem, mahşerde adı söylenip gitmeyen biri olursa SELEKŞIIIIIIN diye bağırıverin rezil olmayayım Allah'a ben şoktan unuturum bu olayı. Düşündüm de milyarlarca insanın içinde Fahrunisa, Bedriye hatta ve hatta Cevdat veya Abdülrezzak olarak çağırılabilirim, ben olmuşum rezil kepaze...
Olaylar bunla da kalmamış benim çılgın kuzenler beni komşunun oğluyla kertmeye karar vermişler. Böylelikle benim İbrahim adında bi beşik kertmem olmuuuuuş, babası gelinim falan diye seviyormuş ciddi manyaklık laaaan ama ben iki yaşındayken falan öpüşürkenki fotoğrafımız var baya bildiğin kertilmiş ve birbirimizi kabullenmişiz sanırım zamanında, eğer beni sinirlendirmelerine dayanamayıp yırtmadıysam fotoğrafı eklerim bir ara bu yazıya.
Geçen gün Beşik kertmemi arıyorum da tweetini atarken ciddiydim eğer 33'üme kadar evlenmemiş olursam ve ille de çocuğum olsun diye tutturursam bu favlayanlardan kendime bi kertik seçicem. Ama varsayalım ki ben o zamandan önce damat adayı buldum ve kertiğimi bulamadım üstüne üstlük o beni buldu hem de düğün günü. Olmaz mı (soru sorar gibi bir bakış) baş kahraman selekşınsa her şey mümkün (göz kırpma)
   Olası olay durumu 1
Kına gecesinde şıkır şıkır oynarız, düğün yemeğini yeriz, kuşağı bağlar gelin olarak evden bi çıkarım akşam nikah kıyımı olacaktır. Adidas ayakkabının altına isim yazayım da ölene kadar evde kalın değil mi diye isyan etmeme rağmen nası o isimleri yazdım hep orada kalacaklar diye düşünürken nikah memuru bir itirazı olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar susjkdhjkds yok bu böyle değildi ya neyse buna benzer bir şey der. Kapıdan benim beşik kertmesi o seksi sesiyle "VAR!" der, herkes bakışlarını bizim üstümüzden alır ve ona doğru bakarlar. Genç kızlar şöyle bi süzer falan, sonra bana bakarak "O benim beşik kertmem." der bende ona baktığım ve bakışları beni etkilediği için gülemem ama bizimkiler yerlere yatar. Nikah memuru doğru mu der ve ben damat adayına bakarak evet derim. Bi kertiğime bakarım bi damat adayına kararsız kalırım, iki seçenek arasında kalıp hep yanlışı seçen ben yanlış adama doğru zamanda "Helalimsin!" diyerek bir ömrü çürütürüm...
   Olabiliteli olay 2
Kına gecesinde elimi açmak için altın getirdiklerinde yeterli bulmam gece gece bakkal açtırıp hobby, haribo falan gibi beni küçük şeylerle mutlu etmeye çalışırlar. Düğün yemeğini löpür löpür götüremem gelinliğe sığamayacaım diye içimde kalır :( Gelin çıkarma da "Aynalı körük olmazsa ben gelin gitmem, tut kemani olmazsa aynalı körüğe de binmem" derim ve milleti fellik fellik arattırırım. Düğünde itiraza esmer, uzun boylu, adonisli, seksi sesli, üç numara saç, takım elbisesiyle dibimi düşürecek bir kertik de gelse ayrılmam ben o adamdan, yine de o kadar emin olmayalım... yok yok o kadar piç değilimdir yaaa... acaba???
   Olasılıklı vaka 3
Manyağın tekini bulmuşumdur evlenecek, ve nikahı helikopterde kıymaya ikna etmişimdir. Aşağıya da kurmuşuzdur artık bi sistem sesimizi duyuracak, neyse nikah memuru var mı itirazı olan dediğinde patlar yanımızda bir havai fişek "EVET" Tabi biz nikahı kıyıp paraşütle atlamayı planladığımızdan düğün kumsaldadır, damatla aynı anda aşağıya bakarız, sahilde bir yazı "Ben kertiğin, buldum seni" ahanda o zaman apışıp kalırım, yanımda tam benim kafada bir damat ve aşağıda yine ben gibi deli bi kertik. Hayır en bomba düğün dalında guiness rekorlar kitabına girmeye aday olduk zaten ben ne yaparsam yapayım. Artık yazı tura mı atarım yoksa rus ruleti mi oynatırım bilinmez.

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Otobüste doğduğumu bilmeyenlere



Evet bu yazıyı bir otobüsten tam da doğum dakikalarıma yaklaşırken yazmam da size olmasa da bana heyecan verici olacak sanırım. Benim otobüste doğduğumu bilmeyenler çoğunluktaymış ve ilk yazı da teee en başlarda kaldığı için bulup getirmesi zor (üşengeçlik başa bela) neyse doğum dakikalarım geçmeden yazıyı bitirmek istiyorum bu da 5.30 civarı oluyor o yüzden çat diye giricem şimdi bak, hazır mısın?
Annem babamın görevi (sınıf öğretmenliği) nedeniyle Bitlis'tedir ve orada doğum yapmak istemez (neden aramaya gerek yok sanırım ama) Ankara'da halamların yanında doğum yapacaktır ve teröristler o sene saldırı yapacağını açıkladığından öğretmenlere KESİNLİKLE uçakla gitmelerini söylemişlerdir. Annemle babamın arasında geçen 1 haftalık tartışmanın kritik yerleri şöyle;
Babam: E oğlumla karımı yalnız mı bırakayım? (annem yükseklikten korkmaktadır ve ben ultrasonda büyük ihtimalle doktora hareket çektiğimden erkek beklenmekteyim)
Annem: E teröristler durdurursa bizi hep yalnız bırakmış olucaksın...
Bu cümleden sonra ne demiş babam bilmiyorum ama otobüsle gidiceklerini hepimiz biliyoruz, iyi ki uçakla gitmemişler uçakta doğsam garanti inanmazdınız artık bana.
Annem sürekli otobüsü durdurtturuyor babama ve tuvalete gidiyor, mide bulantısı sancılar yanında cabası...
meğer suyu gelmiş hiç haberi yok (bu arada öyle su ile beraber tuvalette doğanlar varmış jaskhdksj duydum halime şükrettim) 7 saat annemle uğraşan babam 5 gibi uykuya dalmış annem "aaaa-artık rahatsız etmicem insanları ne olucaksa olsun." demiş ve ben olmuşum. Hızlıca yazıp bitireyim diye değil cidden çötöng diye olmuşum, bildiğin çekmiş ve gelmişim yani (kadındaki de ne cesaret dediğinizi duyuyor ve bir arttırıyorum, gerçi cahil cesareti derler böylelerine) Sonra usulca babamı uyandırmış ve "Bekir sanırım ben düşük yaptım ne yapıcaz biz bu çocuğu?" demiş. E anneme doğumun öyle Türk filmlerindeki gibi kolay olmayacağını, çığırış bağırış geçeceğini söylediklerinden ve bebekler doğunca direk nefes almadığından kadın haklı beyler bu bir düşük olmalı. Babam bi rüyada mıyım acaba diye kendini kontrol etmiş, bakmış ANNEM VE BEN gerçekten oradayız bana usulca nefes üflemiş ve benden çıkan belli belirsiz bi "iiiyyk" sesi annemin "E yaşıyo buuu?" tepkisine yetmiş de artmış bile. Doğum yaptığını anlayan annemin tarihe geçmesi gereken cümlesi şöyledir; "Türkan Şoray halt etmiş ben otobüste HİÇ kimseyi uyandırmadan doğum yaptım." Dahası Kırşehir'de Mucur ilçesindeler ve ambulans şoförü uyku sersemi gibi olunca otobüsün şoförü annemin bitmek bilmeyen "Koltuğunuzu da batırdım ama." özürleri ile hastaneye gider. Hastanede sabah hemşire benle birlikte odaya girip "Buyrun Hülya hanım, kızınız." deyince annem ortalığı yıkmış.Ben doğuda doğum yapmadım da oğlumu değiştirirler diye de burası doğu da değil de sizin bi hatanız var da nasıl böyle bir şey yaparsınız da.. yarım saat kitlemiş resmen hemşireyi ve hemşire ağzını bile açamamış annemin herhangi bir sorusuna cevap vermek için ve en sonunda hemşire doktoru çağırıp gelmiş, doktorun "Hülya hanım, bu hastanemizin ilk bebeği" cümlesine de inanmayan annem babama tüm odaları gezdirmiş var mı başka çocuk diye. Allah'tan şu an karakter olarak tam bi babamın kızıyım ve görünüşde de annemi baya bi andırıyorum da yanlış çocuk diye bi iddiaları yok. Ki zaten gerek çocukken arabalarla oynamamla, gerek erkeklerle daha iyi geçinmemle gerekse şimdi benim tweetlerimi erkeler attığında daha fazla beğenilmesiyle anne rahminde doktora hareket çekmiş olmam daha olası duruyor. Ama kız bebekken bu piçliği yapan ben erkek olsam neler yapardım kimbilir. HARAKET ÇEKEREK ERKEK OLAMAMIŞ OLABİLİRİM BU DA BANA KOYABİLİR :( 

Bak hızlı hızlı anlatıcam diye yine yarım yamalak anlatmışım yaaaa bizden yarım saat sora geçen otobüsü bombalamışlar falan amaaaaan tüm maceralı kısmı atlamışım oooofff offff alın uzun hali
Her şey doğumla başlar üşenmiştim ama unutunca napiyim gittim buldum işte mallıkta başa bela, bu arada iki dakika var doğmama ama 4:28 yazar hala Danimarka'da olduğumu sanıyor blogum :D

8 Haziran 2012 Cuma

Umarım okuyabilen yoktur

Merak etmeyin arkadaşlar öbür tarafta internet varmış, ya da bunların hepsi benim kurgum. Hangisi doğru karar veremedim ama öldüğümü düşünmekteyim ve eğer bunu size ulaştırabiliyorsam bu demektir ki bu tarafta net var. (Bu tarafın altını çiziyim de kadir inanır çıkıp yelan söylüyorsun demesin) Öldüğüm kanısına nereden vardım? Normalde eksilerde rekorlara oynayan Danimarka bu sene -3'ün altına inmedi, 3 kere kar gördük, normalde 3 ay yerden kalkmayan kar sabaha erimiş oluyordu. (evet Allah'ın hakkı üçtür HADİ ATEİSTLER BUNU DA AÇIKLAYIN!!!)  Türkiye'de aşırı soğuk bir kış geçerken buradakilerin en rahat kışlarını geçirmesi akıllara bi ACABA? dedittirdi. Yoksa Seçil havayı da mı yanında götürmüştü ya da Miko Seçil'e feci yazıyor muydu? "Aralıkta t-shirtle gezmene güvenme yanına tüm polarlarını al" diyen herkes Kopenhag'ta amele olduğumda "Biriniz de yanına güneş kremi al Seçil yanarsın demediniz tpüüüüü" cevabımla karşılaştılar. Hele annem HAVLU ÇORAP aldırttı, sıkı sıkı giyin öğütleri falan verdi, hatta sonuna giymeyeceğimi bildiğini ama belli mi olur belki bu sefer sözünü dinlerim belki diye dediğini ekledi, kıyamadım tabi yük olur demedim getirdim yanımda, ama dönüşte tabi ki de götürmeyeceğim. Benden sonra odaya gelen kızın işine yarar belki, bu kadar da düşünceliyim ne de olsa annelik kanı var kanımda (abi nası yedin bu cümleyi yaaa türkiye de o ne işime yarasın yük etmicem diye götürmüyorum tabi ki de gerçi öldüysem nası dönüceksem ülkeme neyse dur bi çaresi bulunuuuur elbet canım yeniden yaşamanıııın...cuk oturdu laaaaan bildiğin ben buraya yazayım diye yazmış Sertapcım canım bitanesin kalp kalp) Gerçi odama benden sonra erkekte gelebilir, bilmiyorum (kurduğun fanteziye gel abi şaka mısın yaaaa o taytı giydiğini düşünmedin dimi düşünmediysen bile şu an düşündün ve tüm konsantrasyon gitti merak etme bende de gitti ne yazıyordum lan ben haaa ölmüştüm) Tam olarak nası öldüm bende bilmiyorum ama öldüğümü anladığım kısmı anlatayım. Sabah kalktım bence burada gayet hayattaydım yani kalkamasam ölmüş olma ihtimalimin daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Kahvaltı yaptım bence ilginçlik orada başladı çünkü normalde akşamdan yığılı bulaşıklar olur, yıkamaya üşenirim akşama kadar kalkıp da yemek yemem. Sanırım dün akşam yemek yemeyi toptan unuttum sabah bulaşık yoktu acaba açlıktan mı öldüm laaaan neyse devamında ölme ihtimalim daha yüksek gerçi o ölüp bunları hayal ediyor da olabilirim. Aniden dışarıdan gelen yağmurun sesini duydum, kafamı çevirip "noliyi miko yaaaa" dedim "geçen gün murphy bilmediğim konuyu kura da bana çektirtmeyerek es geçti ona 'seni seviyorum' falan demiştim kıskandın herhalde MELEĞİM" dedim "kızma tamam seni daha çok seviyorum onu unuttum bile" dedim (ha bunları murphy duyduysa sıçtım, gerçi öldüm dimi neyse sıçmamışım, naber lan eşşolusu şimdi düştün elime dimi şöyle yanaş bakiyim yamacıma sen) Seeen ben bunları der demez bir yağmur boşaldı bildiğin döktürdü (burayı yavaş yavaş okumanız lazımdı, yıl olmuş benim öldüğüm tarih hala bunları benim sesimle okuyamıyonuz cıkcıkcık) yani öyle böyle değil dolu bile bu kadar hızlı yağamaz, taşı azimle değil şiddetiyle deldi resmen. Tırstım veda partisine gidecektim politikada önemli biri gelmiş okula onunla tanışacaktık ektim adamı ama öldüysem zaten gidemezmişim neyse. Bi ara durmuş ne zaman bilmiyorum hatta bizimkiler top falan oynamaya başlamışlar bak işte bu arada ölmüş olabilirim çok ilginç bi geçiş çünkü. Neyse sonra yağmur tekrar başladı bu seferki öncekinin 5 katı, işte bu benim hayata geri dönüş çabalarım falandı sanırım sonra ışığı gördüm. Gel gel gel diyenim olmadı ama bildiğin güneş açtı, ışığı gördüm!!! Türkiye saatiyle 20:38'den bahsediyorum burada. Sonra netim koptu, bağlanmaya çabalarımı öbür taraftan yaptığımı düşünüyorum. Şuan Rusya maçını izleyemiyorum ilk yarıyı izlemiştim halbusiki 2-0 bitti dimi laaaan yoksa bizim bu tarafta başka bi maç mı var? Neyse ben hazırlanıyim de gece olan veda partisine gitmeye çalışayım gidemezsem anlarız ki ölmüşüm, gerçi gittiğimi gerçek gibi de canlandırabilirim neyse umarım bunları okuyan yoktur çünkü bu taraftan iletişime geçen ilk kişi olabilitem çok yüksekti, okumayı söktükten sonra insanların altına etmesi pek etik değil. Şöyle bi hayal ettim de umarım altına edersin buradakilere komik komik olaylar anlatayım ki ortam yapiyim biraz dimi ama...

7 Haziran 2012 Perşembe

Yoklasak da mı saklasak?

Derste uyumayı yatakta uyumaya tercih ettirtecek tek şey belki de yoklama (ha sevdiceğinizle sınıfta yatma gibi bi fantezinizin varsa bilemicem) Yoklama ne amk ya, yoklama ne hani twitter'da yoklama var deseler devamsızlıktan kalırım o derece itici yani. Okuma aşkıyla yanıp tutuşan bu çocuğun nasıl bu hallere geldiğini merak edenleriniz var (herkesi genelleyemedim lan tarikatımıza yeni katılanlar var, tarikat kuralları bir: ben yazıyorum kural iki: önce ben okuyorum kural üç: senin buraya kadar okuduğundan bile emin olmadığım için kimse yokmuş gibi davranıyorum (vay amk burda bile yalnızsın okuyan ---> kendimle konuşuyorum mesela burada) kural 4: parantez içleri iç içe geçtikçe saçmalama kapasitemin artması beklenilesi hale geliyor. Kural bir ve ikiyi kanıtla diyenleri dövüyorum abi bariz ya (dipnot: bir matematikçinin bariz dediği yer asla kanıtlayamayacağı yerdir))
Ne kadar erken yatarsan yat okul günü uykunu alıpta kalkamazsın hah buna bi istisna yapıp kendi kendime uyandım bi gün (dönüp nerde kalmıştı ki böyle devam etti diye bakmadıysan bi test yaptır abi baban turist olabilir.. şaka şaka ama türk olmayabilir desem küfür yemicektim dürüstlük hiç iyi değil ya) alarm malarm yok öyle sadece uyandım, üniformamı giydim, bak bak daha çocuğum ya anneme iyilik yapıcam kahvaltıyı bile hazırladım. Uyandırmak için girdim yatak odasına (yok lan öyle bi manzara olsa okuldan niye soğuyim manyağın düşüncesine bak) Anne hadi kalk dedim kahvaltı hazır, bana "daa da kahvaltı hazırlamam, daa da okula gitmem." dedirtecek lafları annemin "kızım az önce aradılar, kar tatiliymiş." sözünden anlayabiliyoruz (kural bir ile kural ikiyi anlayamayan umarım devam etmemiştir) hayır gel de sinirlenme uyumak istediğim gün tatil olsa ya (gerçi olmuştur da garanti hatırlamıyorumdur böyle gereksiz bi olayı anlattığımı düşünsene.. abi bi gün kar tatili olmuş ben hala yataktayım hani bu bildiğin fantezi işte sıcacık yatağım şömine yanı falan) Hani nefret etme tohumları bu zamanlar atılsa da ilkokul orta okulda toplam 1 haftadır gitmediğim gün o da hastalıktan ölüyorum falandır aaa yok trafik kazasından dolayı 6. sınıfta son iki hafta gidememiştim (hah işte kanıtım ölümden dönmüş halde olmasam babam tutar kolumdan götürürdü okula) Ne olur hanım kızlarımız öğretmenlerle evlenirseniz çocuğunuzu aynı okula vermeyiniz noluuuur ben çektim millet çekmesin. Liseye gelince cozutucam tabi yok yok hazırlıkta erkek yatılı bi okuldaydım ve sıkı bi okul olduğu için halsizlikten ölücek olan arkadaşıma doktor bi gün istirahat vermişti. Ha benim hiçbir şeyim yokken 3 gün rapor almama da kabiliyet mi dersiniz, aranızda para toplayıp oscar ödülü mü alırsınız bilmem. Neyse sonra kız yatılı okula geçtik, bak diyorum ki yatakhane ile okul arasında köprü var tam benlik. 8'deki derse 7:45'te uyanıp giden biri.. neymiş kızlar geç hazırlanıyormuş hayatım boyu erkekleri bekledim ben (gerek antreman çıkışları gerek teklif etsinler diyeahsghd) Ama o zamanlar aç bi insandım bi de kantine inmeye üşenmiyordum şimdi akşamdan kalma bulaşıklar duruyor diye o gün yemek yemiyorum ben nası bu hallere düştüm acep? 
Şöyle bir öğrenci tahmin edin elinde simit-ayran, altında siyah eşofman altı (3 sene pantelon giyince son senemde hep eşofman altı giydim ve 3-4 ay garanti fark eden olmamıştır, arkadaşlar dahil bknz şeldın çaklıt) gömlek zaten dışarda fuları takmışım ama sadece boyundan geçirmişim üstüne üstlük geç giriyorum. Girmeden kapıda hocaya gülümserdim, sonra kapıyı çekip yerime otururdum millet sanıyormuş ki hocayı iplemeden sınıfa girip cool takılıyor. Öğleden sonraları hep ama HEP voleybol antremanımız vardı okulun bahçesinde, evet sahamız yoktu ondan ondan yoksa gerçekten antremanımız oluyordu yahu =)
Yani en fazla devamsızlığı olan 3 kişiyi getir topla eminim ben kadar ancadır, ilk senelerde kendini herkese sevdirince son sene nedense bir şey demediler (selekşından gençlere tavsiye volüm pi kare) Ama biz de abartmışız (oğlum okuma ihtimalleri yok dimi yaaa bildiğin leş ettim yazıyı sıkılıp kapatmışlardır umarım çünkü hala anlatıp anlatmamakta kararsızım. şimdi bunu yazdın diye kapatıcak olanı da engelledin yamalsın ne diyim ya) 
Sen takım kaptanı olarak koçun odasının yedek anahtarını arakla (yani evet aslında kaptanda odanın anahtarı olması çok mantıksjkhjahd) bizimkilerin canları sıkılmış olsun daha ilk dersten, teneffüste yanıma gelsinler Seçil bizi dersten alsana, dedim tamam (bknz dünden razı) başkana her zamanki gibi antremanda dedirtip milleti dersten almak için kapıları çalan benim kapıları birer birer, gözünüze görünmem göze görünmez yazarlarjasdhjksad (oğlum böyle saçmaladıkça okuyanın azaldığına seviniyorumm devam etmek için gaza geliyorum, neden mi? yalnızken her şeyi söyleyebiliyor ya insan kendine nasılsa kimse duymayacak diye.. (aforizma kasmanın zamanı gelmişti skjskdjf)) Sen A'nın hocayla kavgalı olduğunu unut "Hocam gruplara gidicez ya (destekleyici bi neden güzel yalanın temel taşıdır) takımca konuşmamız gereken şeyler var." diyen ben tabi ki öğrencisini düşünen bi hocaya denk gelince "Yok hocam üzülmesine izin vermicem ben"ler "Kavga gibi olmayacak sadece oturup efendi gibi konuşucaz"lar abi yalanda cidden oscarlığımda o derece oynuyorum ki ayırt edip ödül verebilecek kimse yok O DERECE YANİ. Hayır toplantı yapıcaz dedik ama hoca okulda bile değil yani o derece falsolu bi şut ya defans oyuncularını kandırıp gol olucak ya benim takım arkadaşlarımı da kandır ne diyorum lan beeen te allam neyse sen in, odaya gir, internette takılmaya başla, içimden ne söylemicem lan benle birlikte onlarda yansınlar diyip dışımdan sadece yanan ben olayım diyorum şu an. Nuran hoca vardı müdür yardımcımız topuklu ayakkabılarının sesini taksimde sokak başından gelse yine duyar bilirim, koridorda yankılanıyor "hah dedik sıçtık" saklanmıyoruz bile nasılsa gelse görücek o derece çaresiziz öylece bekliyoruz. Kapıyı açmaya yeltendi, az önce yalanda profesyonel olan benim bile aklıma gram açıklama gelmiyor direk sıçtık yani. Kapı açılmadı, ikinciye denedi yine açılmadı biz birbirimize bakıyoruz ne oluyor diye, meğer ben kitlemişim iç güdü mü dersiniz ne dersiniz bilmem ama iç güdü yetersiz yani bundan biraz fazla olması lazım rich güdü diyebiliriz belki. (oğlum çaktırma tamam "zengin koca arayan kadınların rich güdüsü yüksektir demiştim" şimdi de ona gönderme yapıyorum ne güzel olurdu zengin kocam olsa ooooh keyif diyorum aslında hay allam bak aramızda kalıcaktı millete duyurdun) bir oh çekmemize kalmadı Nuran hoca'da odanın anahtarının olduğu aklıma geldi, telepati yoluyla bunu ona iletmişim gibi (ba ba ba nası havalara girdim lan kendimi cidden bi bok yazar sanıyorum) anahtar şıngırtılarını duyduk ve valla da sıçtık dedik, açsak mı diye düşünüyormuşuz hepimiz ama neden açmadınız derse şok olduk hocam deriz diye düşündüm, mekanizma işte hemen hazırlıyor cevapları. Şans bu ya (bu arada hatırlatın bi ara kıçımdan bal damlamıyor akıyor adeta ile şans bu ya yazısı yapiyim ---> ben size dedim kimse okumuyor diye kendi kendimle konuşuyorum diye inanmadınız bak ne oldu şimdi şizofrenik gibi kendi kendime not alıyorum lo) kapının anahtarını unutmuş odada (bana sormayın olum nerden bilem ben o nası olmuş hayır şu an hocaya bağlanamıyoruz ki sorsak hocam?? teknoloji ilerledi falan demeyin bana yea bak verdi mi cevap hıh) Sonrasında hoca anahtarı almak için odasına giderken üseğen bolt'a fark atıcağımızı anlamayan kuralları anladı mıydın sen ya???