Details

Hemen anlatayım üşenmeyip girip hemen çıkan sayacımız var.
İnanlarımız inanmayanlarımız var.
Tepkileriniz var;
Uydurmasyon : Yok artık daha neler.
Sallamasyon : Sıkılamışsın kızım sen bunu.
Sansasyon : Gerçek olsaydı olay olurdu.
Kimyon : Baharat tadında.
Tepki göstermeyi unutmayın!
Sorularınız varsa da buradan alabilirim ----> http://www.formspring.me/dogalsecilim


18 Şubat 2012 Cumartesi

Kaza bu geliyorum demez...

     Hikayeler yaşanamayacak kadar ilginçler belki ama yaşanırlar. Belki de benzeridir düşüncesine kapılabilirsiniz, engel olamam sizin o akıntıda yüzmenize.
     Evde misafirler var ama biz misafirliğe gideceğiz hiçbirimizde demiyoruz ki "Misafir evden kovulur mu?" Otobüs kaçmak üzere gerçi beş dakika sonra diğeri gelecek ama beş dakika bile kaybetmek istemiyoruz peki bu acele niye? Yakalamak için koşarken nefes nefese kalıyorum ama başarıyorum. Yolculuk kısa ama neden varamıyoruz? Kaldırımda yürüyoruz arabalar karşımızdan geliyorlar ama bu kaldırımda yol çalışması var iyi de neden şimdiye kadar bitirmediler? Yolun karşısına geçiyoruz ve neden bir kaza olmuyor?  Üniversiteli gençlerin bir masada oturup telefonla oynadıkları gözümden kaçmıyor 10 yaşında telefonum olmadığı için mi? Bundan sonra hatırladığım tek şey bir yatakta yüzüstü uzandığım ve tanımadığım sesler duyduğum neler olduğunu merak etmemem mi gerekiyor? Hayır kafamı çeviriyorum ve doktor bana "Yat kızım." diyor, yatıyorum.
     Benim hatırlamadığım o boşlukta ne mi oluyor? 2 üniversitelinin kullandığı bir araç kaldırıma çıkıyor ve bizi önüne alarak sürüklüyor. Annemi sadece sıyırmış geçmiş annem plakaya bakıyor ama göz kararıklığı engel oluyor belki de hatırlamıyor o anda yaşadıklarını algılayamadığından. Kalkıyor, üniversiteli gençler yardıma koşup ambulans çağırıyorlar ama anneme en çok koyan olayı görüp etrafa toplanıp "Vah gitti bi aile" veya "Tam bir aile faciası" tarzı yorumlarla elini dizine vuran kadınlar oluyor (evet yazıya müdahale etmeden edemeyeceğim evet yardıma koşanlarda çarpanlarda ünüversiteli ve işe yaramıyorsanız el ayak bağı olmayın lütfen. yazar bu olayı anlatırken hep burada sinirlenir ve toplumsal mesajlara girer.) Yoldan geçen bir arabanın önüne atlar annem onlar öldü bende öleyim dercesine değil, bizi hastaneye götürüp hala şansının olduğunu bildiği için. Kardeşimi bulur sırtına darbe almış bir biçimde ve arabaya atar biraz daha ilerler ve babamı bulur ölüm işaretli o elektrik şeylerine çarpmış halde onu da aynı arabaya bindirir, hastaneye götürmeleri için bir şeyler der ama ne dediğini bilmez. Beni bulamaz çıldırmaya yakındır tabi ki de bulacaktır ama o telaşını anlatışı gözümün önünden hiç gitmez. (midesi kaldırmayacaklar burada bıraksınlar bu yazıyı cidden belki de bu sefer sadece rahatlamak içindir yazım.) Annem beni arabaya koymak için ayaklarımdan tuttuğunda diz kapağımın arkasından sallanan et parçasını görür. Isparta Devlet Hastanesine gittiğimizde benim beynimdeki kanamayı görüp derhal Isparta Tıp Fakültesine yollarlar ve orada doktorlar durumun aciliyetinden ve benimde bilincimin açık olma ihtimali olmayacağından bana morfin vermeyi unuturlar ve ameliyatın ortasında uyanırım. (ille dahil olucam)
     Çığlık atıyorum çünkü vücudumda soğuk bir şey hissediyorum. Meğer iç kanama var mı diye ultrasondan kontrol ediyorlarmış annem olanları anlatıyor ama algılayamıyorum çünkü üşüyorum tiril tiril ve morfinin etkisiyle tekrar uyuyorum. Ben ameliyattayken annem beni dışarıda bekliyor inancını kaybetmek istemiyor dua ediyor o sırada neden topalladığını merak ediyor ve ayağının kopmuş olabileceğini düşünüyor ama aldırmıyor, bakmıyor. Ben ameliyattan çıktığımda benim iyi olduğumu gören annem doktora soruyor benim ayağımda ne var adam "Ayakkabınızın topuğunu kırmışsınız." diyor. O derece şuurunu kaybetmiş bir halde ama iç kanaması olsaydı işin çok geç olacağını da hepimiz biliyoruz çünkü kontrol edilmemiş hiç. (bir toplumsal mesaj daha girmek istiyor burada yazar 'annem ambulansı bekleseydi ne olurdu?' mesajı ama yazamıyor çünkü bekleseydi yazamayacaktı.)
     Babam diğer hastanede uyanıyor ve bizi soruyor doktorlar telaş yapmasın diye "Hastanemizde bayanlar için yatak kalmamış Fakülteye yolladık." diyorlar. Babam inanmış gibi yapıyor ve doktorlar gittikten sonra odaları dolaşıyor. (Bir arkadaşıma göre babamda bu alışkanlıklık yapmış bknz. doğum hikayem.) Babamın doktorlara gidip "Bilmem kaç numaralı odada boş yer var bana neden yalan söylüyorsunuz öldüler değil mi?" diyerek başlayan cümleleri sakinleştirilemiyor yanımıza gelene kadar. Babamın geldiğini ben hatırlamıyorum. uyandığımda ayağım hareket etmiyor çünkü tam kıvrım yerinde L şeklinde bir dikiş var bunun yüzünden bir buçuk iki ay fizik tedaviye gideceğim depresif zamanlarım var ama şu an o kadar kötü değilim. Kazayı en ağır atlatan ben olduğum için benim adıma açılmış dava ve çarpanların bulunmama ihtimali ideal şartlarda %0.8, hesaplamalar "2002 yılında Ispartada kaç tane kırmızı escort araba olabilir ki?" sorusunun cevabıyla yapılmıştır. Ama sizin de tahmin ettiğiniz üzere BURASI TÜRKİYE. Polis babamın yanına geliyor ve "Çarpanları bulsan ne yaparsın hocam?" diyor babam "Bulunursa ben ne yapacağım adalet halleder." diyor ama o sorudan bulunduğunu ve polisin bir şey yapmayacağını anlaması saniyelerini almıyor. Eğer o iki kişiden biri bu yazıyı okuyorsa okumayı bıraksın daha fazlasını ne senin vicdanın kaldırır ne de benim, okuyor olabileceğini düşündüğüm için.
     Gecenin üçünde ayağımın kaşınmasıyla uyanıyorum ve elime bir sıvı geliyor korkarak annemi uyandırıyorum ve doktor çağırıyoruz. Doktor beni azarlıyor "Hemşirelere pansuman yapılması gerektiğini nasıl söylemezsin ayağın böyle iğrenç kalacak ve yürüyemeyeceksin bir daha." diye (yazar yine toplumsal mesaj girmek istiyor, ister karınızla kavgalı olun ister davalı küçük bir kızın umutlarını yok etmeyin SAKIN.) Ben pansuman nedir nerden bilebilirim ki diyemiyorum çünkü yürüyememenin ve o iğrenç görüntünün nasıl görüneceğini biliyorum. Sakın siz ağlamayın ben zaten sabaha kadar yatakta ağlıyorum. Zaten arkadaşlarıma da haber Seçil ölmüş diye gitmiş onlarda ağlamışlar zamanında boş verin bir de siz ağlamayın. Diğer doktorlar sabah ne derlerse desinler beni inandıramıyorlar yalan sandığım gerçeklerine. O doktor benim gözümün yaşına bakmadan beni azarlamaya devam ettiği için bizde onun gözünün yaşına bakmadan sürdürdük belkide kısasa kısas iyi bir şey değildi bilemezdik.
     Fizik tedavi... tam bir ay gittim ve tek gelişim bisiklet pedalını hiç kımıldatamamamdı. Annem bir gün geldi yanıma "Kızım bu sene voleybola başladın devam etmek istemiyor musun? Arkadaşlarınla her gün sokakta saklambaç oynarsınız siz. Onlar oynarken sen camdan bakmak mı istiyorsun?" dedi. Bir aydır babamla bunun sonuçlarını tartışıyorlarmış o sırada başaramazsam tamamen hayata küsebileceğimi düşünüyorlarmış neyse ki okuyanları daha fazla üzmeyeceğim çünkü bu gerçek anlamda son kez ağlamam olacak bu. Ağlayarak o pedalı çevirdim ama acısını falan takmıyordum hayatımda duyduğum en şiddetli ağrılara neden olacak olsa bile. Ama güzel yanları da vardı o halimin herkes yer veriyordu ve acıyarak bakıyordu. Arkadaşlarım hep yanımdaydılar gerçekten insan bazen sadece yanında durmalarına bile ihtiyaç duyuyor arkadaşlarının her ne kadar benimkiler sadece durmaktan bin kat fazlasını da yapsalar ben de bilirim o duyguyu. Lütfen okumadım de bize çarpan ve lütfen ağlamadım de buraya kadar okuyabilen...

2 yorum:

  1. Ay bayilazaaaam.. Bebim, ben sana bosuna "mucize" demiyorum, bu ne ay, tüylerim diken diken oldu! Ama bu durumda bile beni güldürdün ya 1. "ölüm işaretli o elektrik şeylerine" 2. Yazarin toplumsal mesaja girmek istemesi =D Canimsin sen ay.. Of.. Neler cekmissin sen.. Hele o ameliyat a dahil olmak istemen.. Ay beybim, devam et yazmaya.. Cok iyi gelecek sana, kus icindekileri =) Öpüyorum seni cok cok coook:*

    YanıtlaSil
  2. Bebeğiiiiim en komik yerleri çıkarıp almış gelmişsin hikayeden :D yazar toplumsal mesajlara neden girer bilemedim ama onu hep yapar biraz sıyrık kalmış sanırım kafasında :D Ameliyatta cidden konuşmaya çalışmışım ve hemşire olan kuzenim ameliyatımdaymış doktorlar baya gülmüşler hem kendi yaptıklarına hem benim o surat ifademe hem de hiçbir şey demeden kafamı yastığa koyup sırıtmama :D "Ameliyathanelere kamera" düşüncesi ilk o zaman aşılanmış :D:D:D Ben de öpüyorum seni muah :*

    YanıtlaSil